Fiyat
:
198,02 TL + KDV
KDV Dahil
:
217,83 TL
Havale ile
:
213,47 TL
Not
:
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Yorumlar (0)
- Tavsiye Et
- Resimler
- Döküman
- Hızlı Mesaj
- Öneri Kutusu
-
Okuduk ve ayrıca uygulamalarını inceledik ki; Amerika'da orman avlarının çoğunda bazı renk ve desenlerin avlanma esnasında kullanımı zorunlu. Bu kumaşımız ayni niyetle üretilmiştir.
Blaze Camo (Turuncu Kamuflaj ) kumaşımızı 1989 yılında Ülkemizde yine bir ilk olarak Uşak ilimizde ürettik.Çok güçlü ham denim kumaş üzerine kamuflajımızı işlettik. Çok sayıda yıkama yapılabilir kalitede boyama teknolojisi ile üretilmiştir.Düz flore renkleri kullanan avcıların çoğu için popüler bir ürün olmuştur. Flore rengin kamuflaj desen içerisinde kullanılması gerekli bir görünürlüğü bize hatırlatmaktadır.Uzun ve oldukça geniş, ayarlanabilir vizör, geniş ve yüksek alın kumaşla birleştirilmiştir.
Ürün Etiketleri -
İnsanların binlerce yıldır kullandıkları başlıklar, onları sadece güneş ve yağmurdan koruyan basit bir giyecek ya da aksesuar değil, aynı zamanda sosyal statüleri, dini inançları, politik görüşleri, meslekleri ve milliyetleri hakkında da bize bilgi veren, anlam yüklü birer sembol olmuştur. Sadece kullandığı başlıkları inceleyerek, bir toplumun kültürüyle ilgili deriden dokumaya, yer altı zenginliklerinden bitki örtüsüne, yaşam biçimlerinden manevi değerlerine kadar pek çok konuda çıkarımda bulunmak mümkündür.
Başlıkların tarihi ise insanlık tarihi kadar eskidir. Günümüze kadar ulaşan fresk, heykel, kabartma ve duvar resimleri, eski dönemde kullanılan başlıklar hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Tarihe geçmiş ilk kenarlıklı şapka ise MÖ 5.yy. Yunanistan’da kullanılır. Petasos denen bu şapkanın geniş kenarları insanları yağmurdan ve güneşten koruyan iyi bir siper görevi görür. Daha sonra Romalılarında kullandığı bu şapka Orta Çağa kadar oldukça popüler olur. Yine Yunanlıların giydiği pilos denen kenarlıksız, kısa ve koni şekliyle Mısır’dan kopya ettikleri şapkalar ise zamanla Avrupa’da da değişik biçimlerde görülmeye başlar.
Genç Cumhuriyet Türkiye’sinde uygarlığın, çağdaşlığın ve laikliğin simgesi olarak kabul edilen şapkanın kabulü de tıpkı fes gibi çok kolay olmaz. Rusça bir kelime olan şapka ile tanışmamız ve onu kullanmaya başlamamızda Beyaz Rusların payı büyüktür. Devrimden kaçarak ülkemize gelenlerden bazıları açtıkları dükkânlarda, azınlıklara şapka satarlar. Daha önce Avrupa’da yaşayan Jöntürkler arasında da batılı tarzda giyinen ve şapka kullananlar vardır. Yine de şapkanın Türkiye’de yaygın olarak kullanılmaya başlaması, Atatürk’ün 1925’de yaptığı Şapka Devrimi’yle mümkün olur. Kastamonu’da halka, başındaki şapkayla seslenir “Yunan serpuşu fes giymek caiz olur da, şapka giymek neden olmaz!”
Kullanımı kısa sürede yayılır. Öyle ki 1930’larda şapkasız komşuya bile gidilmez. Tıpkı şapka gibi yaşantımıza dışarıdan giren at yarışlarına giderken de görgü kurallarına göre giyinmek şarttır. Elit tabakanın bu yeni etkinliğinde erkekler redingot, fantezi pantolon, eldiven ve silindir şapka giyerler. Kadınlar ise tuvalet ve tül şapkalarıyla katılırlar. Tiyatroya gitmenin de kuralları vardır. Önemli bir oyunda hanımlar tuvalet (Kolları ve göğsü açık) giyip, başı açık katılırlar. Beyler ise frakla yer alırlar. Daha az önemli olan tiyatrolarda ise hanımlar elbiselerle ve başlarında şapkayla otururlar. Erkekler ise silindir şapka giyerler. Ama asla fötr ve melon şapkayla gidilmemelidir.
Şimdi bu ve bunun gibi eski görgü kuralların hiçbir geçerliliği kalmamışsa da, yeni şapkalar bol çeşidiyle yaşantımızın içinde varlıklarını sürdürmekteler. Pek tabii onlara yüklediğimiz yeni anlamlarla…
Kaynaklar
* Özcan Sapan, Şeylerin Tarihi, Berdan Matbaacılık, 2004
* Tülay Şenel, Coliseum Life, Modanın Baş Tacı Şapka, 2000
* Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, Cilt 5, Kültür Bakanlığı, 1991
* Refik Ahmet Sevengil, İstanbul Nasıl Eğleniyordu, İletişim, 1998
* Abdülaziz Bey, Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri, Tarih Vakfı, 1995
* Şafak Altun, Cenk Sarıoğlu, Türk Popüler Tarihindeki İlkler, Alfa, 2006
* Nevin Meriç, Âdabı-ı Muâşeret, Melisa Matbaacılık, 2005
ve Güldüren Bölüğe teşekkür ederiz